Genetik profilinize uygun spor branşını seçerek başarınızı arttırın!
Spor genetiği çalışmaları, elde edilen genetik veriler sonrasındaki atletik performansın oluşması, geliştirilmesi ve sporcu sağlığının korunmasını hedefleyen bir araştırmayı amaçlar. Bu atletik performansın oluşumu ve gelişimine etki eden kas gücü, kardiyovasküler kapasitesi, nöromüsküler koordinasyonu, dokuların oksijen kapasitesi, antrenman direnci ve sporcu psikolojisi gibi birçok faktörün genlerimiz tarafından kontrol edildiği bilinmektedir. Sporcuların genetik özelliklerinin belirlenmesi ile atletik performansın artırılması ve bu genetik profile uygun spor branşların seçilmesi mümkün olabilmektedir.
Atletik performansa etki eden genetik faktörlerin belirlenmesiyle ileride başarılı sporcu yetiştirmede veya kişiyi genetik yapısına uygun spor branşına yönlendirilmesi ile spor bilimcilere ve sporculara önemli bilgiler verecektir.
Bu atletik performanstan sorumlu genlerin çalışılması, sporcu olmaya aday kişilerin hem spor branşlarının belirlenmesinde hem de branş içi yönlendirmelerde etkili olacaktır. Ayrıca bu çalışmalar sadece spora yatkınlık veya bireysel antrenman programlarının geliştirilmesinde değil, ani sporcu ölümleri gibi istenmeyen olaylarla karşılaşılmaması veya en aza indirgenmesi içinde bu alanda yapılacak çalışmalar oldukça önemlidir.
Dayanıklılık sporlarında önemli olan temel faktörler, yavaş kasılan fibril oranı ve maksimal kalp debisidir. Bu bileşenler genetik faktörlerin etkisi altındadır ve yüksek oranda kalıtsal olduğu gösterilmektedir.
Sporcu için genlerin önemi nedir?
Sporcu adaylarının veya spora başlayacak olan kişilere uygulanacak spor genetik testlerinin çalışılması ile kişilerin ne tip egzersize uygun oldukları belirlenebiliyor. Böylece vücudun gereksiz zorlanmasına karşın önlem alınmış olur. Genetik testler sakatlıklardan, ani sporcu ölümlerine, hekimlere ve spor adamlarına gerekli bilgiler verilebilmektedir.
Spor genetiği çalışmalarında hangi genlerin incelenmesi neden tercih edilir?
Spor genetiğindeki Dayanıklılık performansı ve Kuvvet/Güç performansı kategorileri ile ilişkisi en çok incelenen genler, dayanıklılık sporları ile ilişkisi gösterilen ve üzerinde en çok çalışılan genlerden birisi ACE genidir. ACE geni, anjiyotensin-1 dönüştürücü enzimi kodlamaktadır. Bu enzim, vücut sıvısı seviyesini düzenleyerek kan basıncının kontrolünden sorumlu olan renin-anjiyotensin sisteminin bir parçasıdır. Sıklıkla araştırılan bir diğer gen PPARA (Peroksizom proliferatör ile etkinleştirilen reseptör α) genidir. PPARA lipit, glikoz ve enerji dengesini düzenlemekte, bununla birlikte vücut ağırlığı ve damar iltihabını da kontrol etmektedir. PPARA, yavaş kasılan kas fibrillerinde, hızlı kasılan kas fibrillerine göre daha fazla miktarda eksprese edilmektedir.
Performans Çeşidi | Çalışılan Genler | Performans Çeşidi | Çalışılan Genler | |
Fiziksel Performans | ACE | Düşük Oksijen Yanıtı | HIF1A | |
Kas Gücü | ACTN3, ACVR1B | Oksijen Kapasitesi | VEGFA | |
Egzersiz Performansı | ADRB2 | Güç ve Dayanıklılık Kapasitesi | NOS3 | |
Kan Basıncının Düzenlenmesi | AGT | Kemik ve Kas gücü | VDR | |
Enerji Metabolizması | AMPD1 | Aerobik Performans | PGC1A | |
Vasküler Fonksiyon | BDKRB2 | Kas Gelişimi | IGF | |
Kas Enerji Metabolizması | CKM | Sportif Yetenek | MTHFR |
İyileşme ve sakatlanma eğilimine genlerden bakılabilir mi?
Spor ile ilişkili yaralanmaların büyük bölümünü kas iskelet sistemindeki yumuşak doku yaralanmaları oluşturmaktadır. Bu yumuşak doku yaralanmalarının etiyolojisinde bugüne kadar çok sayıda risk faktörü tanımlanmış olup, sporcunun genetik özelliklerinin başta ön çapraz bağ, aşil tendonu, patellar tendon ve rotator manşet tendon yaralanmalarına yatkınlık oluşturduğu bilinmektedir.
İyileşme ve sakatlanma olasılığı için çalışılan genler ise şunlardır; COL1A1, COL5A1, IL-6, IGF-II, MCT1, ELN, CCL2, SOD2.
Unutma!
Genlerini değiştiremezsin ama yaşam tarzını değiştirebilirsin.